

Yggdrasil (Eski İskandinav Yggdrasil’i veya Askr Yggdrasilleri) İskandinav manevi kozmosunun coğrafi merkezinden yükselen güçlü bir ağaçtır. Kozmosun içerisinde bulunan Dokuz Dünya ve gerisinde kalan her şey bu ağacın etrafına dizilmiştir. Evren, ağacın dallarına bağlı ya da köklerine tutunmuş bir haldedir. Bu yapı kozmosun her bölgesini birbirine bağlamaktadır. Bu nedenle evrenin iyiliği Yggdrasil‘in iyiliği demektir. Oluşan olaylar ya da kötülükler bu sebeple bütün dünyaları etkileyecektir. Ne zaman ki bir dal ya da bir kök bir sebepten titreşir ise, her yer titreşir. Bütün dünyaları etkileyecek olan en büyük titreşim Ragnarök olarak bilinir.
Yggdrasil kelimesinin kökeni “Yggr” kökünden gelir. “Korkunç, müthiş” gibi anlamlara sahip bu kelime, Odin‘in sonsuz isimlerinden birisidir. Belki de Vikinglerin kendilerini bu denli güçlü ve korkutucu bulduklarını gösteren bir ibaredir. İkinci kök olan “drasill” ise at demektir. İki kökü birleştirirsek Yggdrasil, “Odin’in Atı” anlamına gelir. Bu Odin‘in rünleri keşfetmek için kendini feda ettiği bir zamana referans olabilir. Çünkü hikayede Odin için ağaç onun dar ağacı olur ve gevşek vücudunu sıkar. Bu durum İskandinav şiirlerinde hayal gücü ile birleşerek olayı mecazi bir at ve binici olarak betimlemelerine yol açmıştır.
Eski İskandinav Edebiyatı’nda Yggdrasil genellikle bir dişbudak ağacı olarak betimlenir. Fakat bu konuda farklı görüşler de vardır. Diğer kaynaklarda ise Yggdrasil‘in muhteşem bir ağaç olduğu fakat kimsenin bu ağacın türünü bilmediği anlatılır. İskandinav mitolojisi ve dininde, Viking Çağı boyunca bu konuda belli bir fikir birliği sağlamadıkları için bu konu çelişki de kalmış gözükmektedir.
Dokuz Dünya
Yggdrasil üzerinde bulunan dokuz dünya vardır. Bunlar literatürde “Dokuz Dünya” ya da “Dokuz Diyar” olarak adlandırılırlar. Bu dünyalarda üst tanrı topluluğu Aesir, Aesir’in yardımcıları olan diğer tanrı topluluğu Vanir, ışık elfleri, insanlar, buz devleri, ateş devleri, cüceler ve çeşitli karanlık varlıklar yaşamaktadır. Bilinen Dokuz Dünya şu şekildedir.
- Asgard (Aesir Tanrılarının Dünyası)
- Vanaheim (Vanir Tanrılarının Dünyası)
- Alfheim (Işık Elflerinin Dünyası)
- Midgard (İnsanların Dünyası)
- Jotunheim (Buz Devlerin Dünyası)
- Muspelheim (Ateş Devlerinin Dünyası)
- Svartalfaheim ya da Nidavellir (Cücelerin Dünyası)
- Nilfheim (Karanlık Dünya)
- Helheim (Ölüler Dünyası)


Völuspá’da Yggdrasil
Eski İskandinav şiiri Völuspá‘da Yggdrasil‘den şu şekilde bahsedilmektedir. Yggdrassil, berrak semanın arkadaşıdır. Büyüklüğü bulutların üzerine çıkacak kadar uzundur. Vadilere yağan yağmurlar gibi damlacıklar kayar onun yapraklarından. Etrafı rüzgarla çevrilidir. Kimse köklerinin nereye kadar uzandığını bilmez. Ölmeden önce şamanlar hariç hiç kimse Yggdrasil’i göremez. Tanrılar birlikteliklerini bu ağaçta gerçekleştirirler.
Yggdrasil‘in engin dalları ve kadim kökleri arasında pek çok hayvan yaşadığı söylenmektedir. Ejderha Nidhogg etrafında gezinir ve birkaç yılan kökünü kemirir. Adsız bir kartal dallarının en tepesine tünemiştir. Bir de sincap vardır. Adı Ratatoskr (Drill-Tooth) olan bu sincap, ejderha Nidhogg‘un yaptıklarını kartala ya da kartalın yaptıklarını ejderhaya yukarı aşağı taşır. Gövdesinde Dainn, Dvalinn, Duneyrr ve Drathror adlı dört geyik vardır. Geyikler dört rüzgarı temsil ederler ve ağacın yapraklarından beslenirler.
Bu hikayeler her ne kadar eğlenceli olsalar da aslında daha derin anlamlar taşımaktadırlar. Ağacın bazı hayvanlar tarafından yavaş bir şekilde kemirilmesi, yenilmesi ya da özünün sömürülmesi, aslında ağacın bir hayatının olduğunu anlatmaktadır. Bir nevi ölümü ifade etmektedir. Haliyle Yggdrasil‘in ölümü de kozmosun ölümü anlamına gelmektedir. Fakat burada, özellikle Eski İskandinav kaynaklarına baktığımızda ağacı besleyen özlerin ya da kaynakların ne olduğu konusunda net bir bilgiye ulaşamamaktayız. Bu da maalesef konuyu çelişkide bırakmaktadır.
Kökler
Grímnismál şiirine göre Yggdrasil‘in üç ana kökü vardır. Biri insanlığın dünyası olan Midgard‘a, diğeri devlerin dünyası olan Jotunheim‘a ve sonuncusu da yeraltı dünyası olan Hel‘e kök salmıştır. Völuspá‘da ağacın altında sadece tek bir kuyu olduğundan bahseder. Bu da “Kaderin Kuyusu” (Urðarbrunnr) olarak adlandırılan Urd Kuyusu‘dur.


Snorri Sturluson‘un nesir(düzyazı) Edda‘sında anlattığına göre Yggdrasil‘in altında tek bir kuyu yoktur. O, Yggdrasil‘in üç ana kökünün her bir kökü için bir kuyusu olduğunu savunur. Snorri‘nin anlatımına göre Völuspá‘daki Urd Kuyusu Yggdrasil‘in altında değildir. Aslında o gökyüzüne doğru yükselen bir köktür. Urd Kuyusu tanrıların günlük toplantılarını yaptığı yerdir. İkinci kuyu Hvergelmir‘dir ve ikinci kökün altındaki deva su kütlesidir. İlk buz dünyası olan Niflheim‘a kadar uzanır. Bu ejderha Nidhogg‘un çiğnediği köktür. Üçüncü kuyu da Jotunheim’da kaynak dibinde bilgelik ve akıl saklı olan Mimir’in Kuyusu’dur. Yggdrasil‘in kökleriyle Nornlar ilgilenir. Nornlar insanların kaderlerini dağıtan tanrıçalardır. Urdur (Geçmiş), Verdandi (Şu an) ve Skuld (Gelecek) olarak adlandırılırlar.
Muhtemelen Snorri, Viking Çağı‘nda olmayan tamamen kendi ürünü olan bir sistem yarattı. Çünkü Snorri bunu gerçek anlatıların olduğu günlerden çok daha sonra yazdı. Belki de kullandığı unsurların bazılarını şu an bizim için kayıp olan meşru kaynaktan almış olabilir. Bunu net bir şekilde bilemeyiz. Mesela; Yggdrasil bazen Mímameiðr olarak adlandırılır. Mímameiðr, Mimir’in Postu demektir. Bu, ağaç ile Mimir arasında bir bağın olduğu kesinlikle göstermektedir. Aynı şekilde Snorri de kuyu ile Mimir arasında bir bağlantı olduğunu söylemektedir.
Yggdrasil Nasıl Görünüyor?
Peki ya Dokuz Dünya‘nın kendisi nasıl görünmektedir? Yggdrasil etrafında hangi düzene göre konumlanırlar? Eski İskandinav kaynakları bize bunu net bir şekilde anlatmaz. Hatta bize Dokuz Dünya içerisinden hangi dünyanın ilk olarak oluştuğunu bile söylemez. Tüm İskandinav mitolojisi ve dinini karakterize eden bu sistemi ele aldığımızda hikayeler içerisinde akışkanlık, uyum ve belirsizlik gözle görülür bir çelişki doğurmaktadır. Belki de bundandır Dokuz Dünya‘nın günümüz dünyasına ulaşan bir haritası veya şematik bir görüntüsü yahut sahip olduğu düzenini tam olarak ne olduğu anlatan genel bir tasviri yoktur. İnternette arayıp bulacağımız resimler ya da konsept çizimler bu düzenin bize gerçekte nasıl olduğunu doğrulamaz.
Her ne kadar kesinlik olmasa da elimizdeki kaynaklardan göreceli bir tasvir oluşturacak bazı ipuçları da vardır. Tabi burada kast ettiğimiz şey genel olarak Dokuz Dünya‘nın kendisi değildir. Kaynak eksikleri bize sadece belli bölgeleri anlatmaktadır. Dokuz Dünya, yatay ve dikey eksen üzerine konumlanmış bir şekilde anlatılır. Yggdrasil‘in en üst dallarında Asgard bulunur. Kök ile dallar arasındaki gövdenin tam orasında Midgard yani insanların dünyası bulunur. Midgard yatay ve dikey eksenlerin merkezindedir. Fakat iş diğer dünyaları konumlandırmaya gelince net bir şey söylemek zordur. Pek çok çelişki mevcuttur ve aktif anlatılardan yüzyıllar sonra onların nasıl olduklarını kimler anlatabilir?
İskandinav Mitolojisi: Anasayfa
Kaynakça ve Referanslar
Poetic Edda
Ana Görsel Sahibi : Roger Creus Dorico
Görsel Sahipleri : André Só
Son güncelleme – 22.09.2019
İlgili Diğer İçerikler
Daha Fazla Makale
Centilmen Piçler
Eğer bu sayfayı okumaya karar verdiysen şunu mutlaka bilmelisin. Bu yazı, ilgili dünyanın detayları ile ilgili bir takım bilgiler içermektedir. …
Calo Sanza
Eğer bu sayfayı okumaya karar verdiysen şunu mutlaka bilmelisin. Bu yazı, ilgili dünyanın detayları ile ilgili bir takım bilgiler içermektedir. …
Peder Zincir
Eğer bu sayfayı okumaya karar verdiysen şunu mutlaka bilmelisin. Bu yazı, ilgili dünyanın detayları ile ilgili bir takım bilgiler içermektedir. …