Those Who Wish Me Dead vicdani olarak geçmişinden azap çeken bir kadının, suikastçıların hedefindeki küçük bir çocuğa yardım etmesini konu alıyor.
Those Who Wish Me Dead yazar Michael Koryta‘nın romanından esinlenerek beyaz perdeye uyarlanan bir yapım. Yönetmen Taylor Sheridan aslında yönetmenlik ziyade dizi oyunculuğu kariyeri ile bilinen bir isim. Kendisi efsane dizi Sons of Anarchy‘de David Hale olarak oynamanın yanında; 12 Strong, Stark Trek: Enterprise ve Yellowstone gibi yapımlarda yer almış. Fakat iş yönetmenliğe geldiğinde Vile, Yellowstone ve Wind River ile beraber dört tane filmi yönetmiş.
Genel olarak değerlendirildiğinde her bir filmi kaliteli denebilir. Yani kötü film yapan birisi değil. Hatta yönetmenliği oyunculuğundan daha iyi gibi duruyor. Fakat Those Who Wish Me Dead içerisinde oturmayan bir takım şeyler var. Bu da maalesef filmin temposunu etkiliyor.
Those Who Wish Me Dead daha önce dediğim gibi roman üzerinden uyarlanmış bir yapım. Hatta roman yazarı Michael Koryta filmin senaryo danışmanlığını da yapmış. Michael Koryta haricinde senarist kadrosunda yönetmen Taylor Sheridan ve Charles Leavitt bulunuyor. Film Hannah (Angelina Jolie) karakterinin arka planı üzerine inşa edilmiş. Ardından suikast operasyonun işin içine girmesiyle bir nevi aksiyon kovalamacasına dönüşüyor (mu?). Yoksa dönüşmüyor mu? İşte sıkıntı olan kısım da tam olarak burası.
Güçlü Bir Kadro
Those Who Wish Me Dead belki de en güçlü yanı oyuncu kadrosu. Film gerçekten iyi oyunculara sahip. Fakat senaryo akışının, karakterler ile olan uyuşmazlığı sebebiyle film iyi bir tempo alamıyor. Bu eksikliği gideren tek şey de oyunculuklar. Hem de çok büyük duygusal sahneler olmamasına rağmen.
Filmin baş rolleri olan Hannah Faber karakterine Angelina Jolie, suikastın hedefindeki Connor Casserly karakterine Finn Little, kasabanın şerifi ve varılacak güvenli nokta olan Ethan Sawyer rolünde Jon Bernthal yer alıyor. Bu isimlere filmin kötü adamları olarak HBO‘nun efsane dizisi Game of Thrones‘ta Petyr Beilash rolünü oynayan Aidan Gillen ve Mad Max ile X-Men serilerinde yer alan yeni nesil genç oyunculardan Nicholas Hoult eşlik ediyor.


Bu isimleri tek tek irdelememe gerek yok. Zaten Those Who Wish Me Dead içerisinde herhangi bir oyunculuk sıkıntısı da yok. Her bir oyuncu canlandırdığı karakterlerin hakkını vermiş. Yine de bir şey söylemek gerekirse, Finn Little Connor‘ın içe kapanık duruşları ile yaşadığı travmayı çok güzel bir şekilde aktarmış. Jon Bernthal‘da ise farklı bir durum var. Bu adamın oynadığı her rolde her zaman karakteristik bir sertliği var. Kötü değil ama sanki her filmde ve dizide aynı karakteri oynuyormuş gibi bir his veriyor. The Walking Dead‘de Shane, Marvel’s The Punisher‘da Frank Castle ve diğer filmler. Ayrıca bu hissi Travis Fimmel‘da da yaşamıştım.
Angelina Jolie
Hannah Faber (Angelina Jolie) çok içki içen ve hayatı zor yoldan yaşayan bir kadın. Mesleği orman yangınlarının ortasına helikopter ile atlayan gözü pek paraşütlü bir itfaiyeci. Bu paraşütlü itfaiyecilik öyle bir iş ki, sadece belirli bir insan kitlesine hitap edecek türden. Hannah Faber‘da Those Who Wish Me Dead‘in açılış sahnesinde bunu izleyicilere layığı ile kanıtlıyor. Özellikle iş arkadaşları arasında belki de en deli ya da en çılgın kişi o. Fakat geçmişte yaşadığı bir olay onu sürekli rahatsız ediyor.
Hannah Faber geçmişte yaşadığı bu olayda, bir yangına müdahale ederken bir kaç çocuğun yangın bölgesinden kurtarmaya çalışıyor. Fakat yangın ile ilgili bir muhakeme hatası sebebiyle çocukların ölümüne sebep oluyor. Diğer bir açıdan, bu durumdan kendisinin sorumlu olduğunu düşünüyor. Bunun yarattığı vicdani yük haliyle psikolojisini etkiliyor. Bu yüzden paraşütlü itfaiyecilerin psikolojik değerlendirilmesinden geçemeyerek, rütbesi düşürülüyor. Sevdiği işten uzaklaştırılması, vicdanın yarattığı ağır yük ile birleşerek; alkolü bir kaçış noktası olarak görmesine sebep oluyor.


Hannah Faber paraşüt birimden uzaklaştırıldıktan sonra bir yangın kulesi görevine veriliyor. Buradaki görevi Continental Ridge boyunca devasa ormanın içerisindeki olası yangın tehditlerini ve hava değişimlerini izlemek ve merkeze iletmek. Kabul etmek gerekirse bu paraşütlü itfaiyecilikten sonra biraz sıkıcı duruyor. Yani en azından Hannah Faber‘ın adrenalin bağımlısı biri olduğunu varsayarsak, bu böyle olmalı.


Filmi izlemeyenler burada demir atsınlar, çünkü onlar için yazının devamında sular oldukça tehlikeli.
Fırtına geliyor, uyarmadı demeyin.
SPOİLER!
Doğru Şey
Those Who Wish Me Dead arka planı Hannah Faber‘ın geçmişi ile çiziyor. Fakat ana hikaye bu ormandan oldukça uzakta bir yerlerde başlıyor. Owen (Peter Weber) adındaki bir adli muhasebeci, iş arkadaşının haberlerde öldürüldüğünü öğrenmesiyle, oğlu Connor (Finn Little) ile Florida’dan kaçıyor. Owen ve artık ölü olan arkadaşının böyle bir durumda olmalarına, şirketokrasi içerisine koyabileceğimiz güçlü bir karanlık firmanın yasal olmayan finansal işlerini ortaya çıkarmaları sebep oluyor. Haliyle Owen arkadaşının ölümünden sonra sıranın kendisine geleceğini fark ederek yola çıkıyor.


Owen‘ın kafasındaki plan eşinin kardeşine gitmek üzerine oluyor. Çünkü Ethan bir kolluk kuvvetidir. Şimdi polistir diyeceğim ama Amerika’nın kolluk kuvvetleri bizden biraz farklı. Her neyse peşlerine düşen iki katil olan Jack ve Patrick, Owen için önlerine gelen herkesi acımasızca öldürerek ilerliyorlar. Amaçları ifşa yapmadan Owen‘ı ortadan kaldırmak. Bir takım olaylardan sonra Connor çıktıkları bu uzun yolculukta tek başına kalıyor. Tekinsiz bir ormanda korkmuş ve yalnız bir şekilde yardım arayışına girişiyor. Ardından bir şekilde yolu Hannah ile kesişiyor.
– Doğru şeyi yaptım.
– Madem doğru şeyi yaptın öyleyse niye korkuyorsun?
Kurtuluş
Hannah ve Connor yardım istemek için yangın kulesine geri dönüyorlar. İlk yardım ve yemek gibi ihtiyaçlar giderildikten sonra telsizin düşen yıldırım sonucunda çalışmadığı gerçeği ile karşı karşıya kalıyorlar. Connor burada Hannah‘ın vicdanı için bir nevi kurtuluş ve rahatlama şansı olarak gösteriliyor. İkili kendi aralarında şehre yürümeyi konuşurken katillerin çoktan yangın kulesine geldiklerini görüyorlar.
Sizlerin de burada fark etmiş olacağını düşündüğüm bariz bir mantık hatasını dillendirmek istiyorum. Jack ve Patrick, Ethan‘ı kulede kimse var mı yok mu diye yukarı gönderdiklerinde saçma bir şekilde ikisi de ağaca tırmanıyorlar. Yani en azından bir tanesi kulenin ayaklarının dibinde beklese hedeflerini elinden kaçırmayacaklardır. Ama böyle bir fırsatın yaratılması gerektiğinden ikisi de ağaca tırmanmayı seçiyor. Diyecek pek bir şey yok.
Ethan ve Allison Sawyer
Bir kaç sahne geriye gidersek Connor, dayısı Ethan‘a ulaşmaya çalışıyor. Fakat Ethan bölgede aniden yükselen bir yangın ile boğuşmak zorunda kalıyor. Ethan‘ın karısı Allison ise hamile ve bölgede bir izci okulu işletiyor. Belki de bu yüzden Allison‘ın sahip olduğu tüm yetenekler bu izci okuluna bağlanabilir. Burada bahsettiğim klasik Amerikan filmlerindeki taşralı yetenekleri. Avcılık, ateş yakma ve ormanda kamp yapma gibi işler. Allison evde tek iken Jack ve Patrick, Ethan‘ın evini kontrol etmeye geliyorlar.
Tabi biz Allison‘ı hamile olarak görünce “Hamile kadın tek başına bu iki azmana karşı ne yapsın?” diye düşünürken, bir anda çat diye tokadı yanağımıza yiyoruz. Allison‘ın içinden adeta bir savaşçı çıkıyor. Özellikle film öncesinde Ethan karakterini aksiyon konusunda daha aktif beklerken film bize bunun tam tersini veriyor. Ethan film boyunca daha pasif kalırken eşi Allison ise hemen hemen tüm olaylarda kilit rol üstleniyor.


Aksiyon ve Dram
Those Who Wish Me Dead‘in Hannah‘ı Angelian Jolie, 2000 yılların başından sonuna kadar pek başarılı proje imza attı. Öyle ki oynadığı pek çok dram ve aksiyon filmleri ile milyonlarca izleyici üzerinde büyük etkiler bıraktı. Hem de hiç bir aktrisin öyle kolay kolay erişemeyeceği türden bir etki. Fakat nedendir bilinmez, Angelina Jolie son zamanlarda maalesef o eski parlak günlerden çok uzakta duruyor. Bu sergilediği performans ile ilgi bir durum değil. Daha çok yer aldığı projeler ile alakalı.


Bu durum ister istemez Those Who Wish Me Dead içerisinde Angelina Jolie‘yi bir reklam unsuru olmaktan öteye taşımıyor. Filmin bir şeyler anlatma iddiası olmaması gibi Angelina Jolie‘yi de oldukça pasif bir başrole itmesi gerçekten apayrı bir durum. Bu da filmi eğlence sineması için bile çok eğlenceli denmeyecek bir yapıma dönüştürüyor. Evet, izlenebilir bir yapım ama kesinlikle büyük beklentilerle değil. Aksiyon seyircisi olarak bizler Angelina Jolie‘nin yine eski günlerindeki gibi bir dönüş yapmasını istiyoruz. Yani en azından Charlize Theron ile aşık atacak kadar.
Son olarak toparlarsak, Those Who Wish Me Dead aksiyon vaadinde bulunmaya çalışan bir dramın etkileyici yangın görselleri ile birleştiği bir yapım. Filmin ağır temposu aksiyon tarafına ket vururken, senaryo bazlı sorunlar da dram yönünden eksik kalmasına sebep oluyor.
Başka incelemelerde görüşmek üzere. Sinemayla kalın. Hoşça kalın.
Daha Fazla Film
Awake İncelemesi
İnsanlık uyku yeteneğini tamamen kaybederse ne olur? Yönetmen Mark Raso bu sorunun cevabını bizlere oldukça karanlık ve kaotik bir dünyayla …
Primer İncelemesi
Primer düşük bütçesi ve kısıtlı oyuncu kadrosuna rağmen senaryosuyla izleyenlerin zorlanacağı fakat bir o kadar da takdir edeceği bir yapım …
Her Şey Yok Olur Detaylı İncelemesi
Hayatınızda pek çok şey feda ettiğiniz kişinin aslında büyük bir aldatmacadan öte bir şey olmadığını öğrenseniz ne yapardınız? Her Şey Yok …