Ana Başlıklar
YAZARIN HAYATI
Suç ve Ceza yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski 1821 yılında toplam altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak Moskova’da dünyaya geldi. Bu yazının konusu olan Suç ve Ceza adlı eserini 1866 senesinde yazdı. Babasının doktor olmasından dolayı çocukluğunu Marya Hastanesi’nin lojmanında geçirdi. Babası Mihail zorba ve alkolik annesi Mariya ise türberküloz hastasıydı. Küçük yaşta Puşkin, Goethe, Cervantes gibi yazarları okuyarak edebiyata ilgi duymaya başladı. 1837’de annesini kaybetti. Ertesi yıl St. Petersburg’daki Askeri Mühendislik Okulu’na gönderildi.
İLK ROMAN
1839 yılında babasının ani ölümünü burada öğrendi. Babasını ölümü üzerine bunalıma giren Dostoyevski ilk sara nöbetini de burada geçirdi. Okulunu iyi bir derece ile bitirerek asteğmen rütbesiyle atandı. Fakat içinde bir yerlerde edebiyat aşkı bulunan Dostoyevski 1844 yılında mesleğinden istifa ederek edebiyata yönelir. 1846 yılında ilk romanı İnsancıklar yayımlanır ve edebiyat çevrelerinde büyük ilgiyle karşılanır. Ünlü eleştirmen Belinski ile İnsancıklar sayesinde tanışmış olur ve övgüsünü kazanır. Fakat daha sonra yazdığı; Öteki (1846), Ev Sahibesi (1847), Beyaz Geceler (1848) aynı övgüyü alamaz hatta Belinski‘nin alaylarına maruz kalır. Bunun üzerine ruhsal çöküntü yaşayan ve umudu kırılan Dostoyevski politikaya yöneldi.
1849 yılında I. Nikola‘nin baskıcı yönetimine karşı faaliyetlerinden dolayı tutuklandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Sekiz ay hapishanede yattıktan sonra arkadaşları ile infaz edilmesine dakikalar kala af kararının çıktığı haberini alırlar. İdam cezası, dört yıl kürek mahkumluğu olarak değiştirilir ve Sibirya’ya sürülür. Sibirya’da horlanan, ezilen kesimi yakından tanıma fırsatı bulur ve suç ve ceza kavramlarıyla yoğun biçimde karşılaşır. Hapiste okumasına izin verilen tek eser olan İncil’i burada keşfeder. 1854 yılında kürek cezasını bitirerek er rütbesiyle kışla hizmeti vermek için Semiapalatinsk’e gönderilir. Burada beş yıl görev yapar ve subaylığa kadar yükselir.
AİLE
1857 yılında veremli ve dul olan Marya Dimitriyevna İsayeva ile evlenir. 1859’da ordudan terhis edilerek Petersburg’a yerleşir. 1861 yılında kardeşi Mihail ile birlikte Vremya (Zaman) adlı dergiyi çıkarırlar. Bu dergide Slavcı düşünceleri savunduğu tartışma yazıları yazdı ve eleştirmenlerin tepkilerini topladı. Fakat daha sonra Ezilenler ve sürgünde geçirdiği zamanlardan ve orada tanıştığı insanlardan etkilenerek, Ölüler Evinden Anılar isimli eseri yayımlayarak edebiyat çevrelerine tekrar kendisini kabul ettirir.
Yoğun çalışma temposuyla sağlığı bozulan Dostoyevski, doktorun önerisi üzerine hayalini kurduğu Avrupa seyahatine çıkar. Bu seyahatin ardından Batı kültürünü eleştirdiği Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları‘nı kaleme alır. Bu sıralarda dergisi kapatılan Dostoyevski ekonomik sıkıntılar çeker. Maddi sıkıntılardan kurtulma umuduyla Almanya, Wiesbaden’e kumar oynamaya ve bir süredir ilişki yaşadığı Polina Suslova ile buluşmaya gider. Birkaç yıl sonra yazdığı Kumarbaz ile bu dönemde yaşadığı sıkıntıları anlatır.
ÖLÜMLER
1864 yılında kardeşiyle birlikte Epoha (Çağ) isminde yeni bir dergi çıkarır ve Yeraltından Notlar‘ı yayımlamaya başlar. Aynı yıl karısı ve kardeşini kaybeder. En önemli eserleri olan Suç ve Ceza, Ecinniler, Budala‘yı bu kayıpların ardından kaleme alır. Karısının ölümünden üç yıl sonra Anna Grigoriyevna Snitkina‘yla evlendi. Bu evlilikten doğan kızı Sonya üç aylıkken ölür. Bu ölümün üzerine Dostoyevski derin bir sarsıntı geçirir.
1869 yılında Lyubov adındaki kızı, ardından 1871 yılında oğulları Fyodor dünyaya gelir. 1875 yılında ise Aleksey isimde ikinci oğulları doğar fakat fazla yaşamaz ve üç yaşındayken ölür. 1880 yılında Puşkin anıtının açılışında hem edebiyat çevrelerinde hem de halk üzerinde büyük yankı uyandıran konuşmasını yapar. Dostoyevski ölümüne üç ay kala Karamazov Kardeşleri tamamlar ve 1881 yılında St. Petersburg’da hayata gözlerini yumar. Cenaze töreni büyük bir katılımla yapılır ve Tihvin Mezarlığı’na defnedilir.
ESERLER
Romanlar
Yıl | Eser |
---|---|
1846 | İnsancıklar (Bednye lyudi) |
1846 | Öteki (Dvojnik) |
1849 | Netoçka Nezvanova (Netochka Nezvanova) |
1861 | Ölüler Evinden Anılar (Zapiski iz mertvogo doma) |
1861 | Ezilenler (Unizhennye i oskorblennye) |
1864 | Yeraltından Notlar (Zapiski iz podpolya) |
1866 | Suç ve Ceza (Prestuplenie i nakazanie) |
1866 | Kumarbaz (Igrok) |
1868 | Budala (Idiot) |
1872 | Ecinniler (Besy) |
1875 | Delikanlı (Podrostok) |
1880 | Karamazov Kardeşler (Brat’ya Karamazovy) |
Öyküler
Yıl | Eser |
---|---|
1847 | Dokuz Mektupluk Roman (Roman v devyati pis’mah) |
1847 | Bay Proharçin (Gospodin Prokharchin) |
1847 | Ev Sahibesi (Hozyajka) |
1848 | Polzunkov (Polzunkov) |
1848 | Bir Yufka Yürek (Slaboe serdze) |
1848 | Kıskanç Koca (Chuzhaya zhena i muzh pod krovat’yu) |
1848 | Namuslu Bir Hırsız (Chestnyj vor) |
1848 | Bir Noel Ağacı ve Düğün (Elka i svad’ba) |
1848 | Beyaz Geceler (Belye nochi) |
1857 | Küçük Kahraman (Malen’kij geroj) |
1859 | Amcanın Rüyası (Dyadyushkin son) |
1859 | Stepançikovo Köyü ve Sakinleri (Selo Stepanchikovo i ego obitateli) |
1862 | Tatsız Bir Olay (Skvernyj anekdot) |
1865 | Timsah (Krokodil) |
1870 | Ebedi Koca (Vechnyj muzh) |
1873 | Bobok (Bobok) |
1876 | Uysal Kız (Krotkaja) |
1876 | Mujik Marey (Muzhik Marej) |
1876 | İsa’nın Çocuğu Noel Ağacında (Mal’chik u Hrista na elke) |
1877 | Gülünç Bir Adamın Düşü (Son smeshnogo cheloveka) |
Kurgu Dışı Eserler
Yıl | Eser |
---|---|
1863 | Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları |
1873 – 1880 | Bir Yazarın Günlüğü |
1880 | Puşkin Üzerine Konuşma |

Kitabı okumayanlar burada demir atsınlar, çünkü onlar için yazının devamında sular oldukça tehlikeli. Fırtına geliyor, uyarmadı demeyin.
SPOİLER!
SUÇ VE CEZA
KARAKTERLER
Rodion Romanoviç Raskolnikov
Romanın baş kahramanı Raskolnikov, ortadan biraz uzunca boylu, esmer tenli, ince ve biçimli bir vücuda ve kara gözlere sahip, yakışıklı bir karakterdir. Kendine özgü düşünceleri olan Raskolnikov, Petersburg’da beş katlı bir apartmanın çatı katında, küçük bir dolabı andıran odada yaşamaktadır. Annesinin emekli aylığından gönderdiği parayla ve arkadaşı Razumihin‘in sağladığı çeviri işleriyle geçimini sürdürmektedir. Hukuk öğrencisi olan Raskolnikov ekonomik sıkıntılardan ötürü bir süre önce okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Karakterde dikkat çeken bir diğer özellik ise iki farklı kişiliğe sahip olmasıdır. Bazen çok merhametli ve yardım severken bazense acımasız ve ürkütücü olabiliyor.
Alyona İvanovna
Altmış yaşlarında ve varlıklı olan Alyona İvanovna geçimini tefecilikle sağlamaktadır. Üvey kardeşi Lizaveta İvanovna ile birlikte yaşamaktadır. Vasiyetinde tüm servetini bir manastıra bırakmak isterken, kız kardeşi Lizavetaya bir şey bırakmak istemiyor.
Lizaveta İvanovna
35 yaşlarında, oldukça uzun boylu, biçimsiz bir vücuda sahiptir. Sürekli kendisine dayak atan ablası Alyona İvanovna ile birlikte yaşamaktadır. Dikiş dikerek ve temizliğe giderek para kazanan Lizaveta, kazancının hepsini ablasına vermektedir. Dinine düşkün bir kadındır.
Marmeladov
Elli yaşını geçkin olan Marmeladov dokuzuncu dereceden bir memurdur. Orta boylu, tıknaz, saçları kırlaşmış ve ortası dökülmüş olmasına rağmen bakışlarında heyecan ve zeka parıltıları vardır. Alkole oldukça düşkündür. Karısının ölümü üzerine kızı Sonya 14 yaşındayken, Katerina İvanovna ile evleniyor.
Katerina İvanovna
Yüksek rütbeli bir subayın iyi eğitim görmüş kızı olan Katerina İvanovna, otuz yaşlarında gösteren, uzun boylu, endamlı, koyu kumral saçlara sahiptir. Veremden dolayı oldukça zayıftır ve yine veremden dolayı aklını kaçırmak üzeredir. Piyade subayı kocasının ölümü üzerine üç küçük yetimle bir başına kalmış bu kadın, Marmeladov ile evlenmek zorunda kalmıştır.
Sonya Semyonovna
18 yaşlarında, kısa boylu, zayıf ve sevimli bir kızdır. Sarı saçları ve mavi gözleri ilgi çekicidir. Zar zor geçim sağlamakta olan babası Marmeladov ve üvey annesi Katerina İvanovna ile birlikte yaşamaktadır. Veremli üvey annesinin şiddetine ve iğnelemelerine maruz kalan Sonya, evi geçindirebilmek, üç küçük çocuğa bakabilmek için komşuları aracılığıyla fahişeliğe başlar. Fakat bu fahişelik tamamen bedenseldir, ruhu hala temiz ve günahsızdır.
Pulheriya Aleksandrovna
Raskolnikov‘un annesi olan Pulheriya Aleksandrovna, 43 yaşında olmasına rağmen güzel yüzü sayesinde daha genç göstermektedir. Saçları ağarmış ve seyrekleşmeye başlamıştır. Yaşlılık belirtisi olarak gözlerinin çevresinde kırışıklıklar oluşmuş ve yanakları çökmüştür. İlk göz ağrısı Raskolnikov‘a, kızı Dunya‘ya oranla daha düşkündür. Raskolnikov için büyük umutlar beslemektedir.
Avdotya Romanovna
Suç ve Ceza genellikle Dunya olarak geçen Avdotya Romanovna, Raskolnikov‘un kız kardeşidir. Uzun boyu ve kara gözleriyle Raskolnikov‘un kopyasıdır. Dış görünüşüyle kendine güvendiği belli olan Dunya oldukça güzel ve ilgi çekicidir. Svidrigaylov ve karısı Marfa‘nın evinde mürebbiye olarak çalışmaktadır. Kardeşini çok sever ve Raskolnikov için kendisini feda etmeye hazırdır.
Svidrigaylov
Elli yaşlarında, ortadan biraz uzun boylu, iri yarı ve geniş omuzludur. Tek tük akları olan açık sarı saçları ve oldukça gür sakalı kendisini daha genç göstermektedir. Gözleri mavi renkte, bakışları soğuktur. Kumar borcunu kapatması üzerine karısı Marfa Petrovna ile evlenir ve köyde yaşarlar. Gençliğinde kumara ve kadınlara düşkün olan Svidrigaylov, sır dolu bir kişiliktir. Sonya‘ya aşık ve onun için her şeyi göze alabilir.
Pyotr Petroviç Lujin
45 yaşında olan Lujin bakımlı yüzü sayesinde daha genç göstermektedir. 7. dereceden devlet memurudur ve giyimine fazlaca dikkat etmektedir. Koyu renk favorilere, pek az kırlaşmış saçlara, havalı ve itici bir yüze sahiptir. Uzaktan akrabası Marfa Petrovna‘nın tanıştırması üzerine Dunya ile evlenmeyi düşünmektedir. Gelecekte avukatlık bürosu açmayı ve kendi çıkarlarını gözeterek genç nesille dost olmaya çabalamaktadır.
Razumihin
Raskolnikov‘un arkadaşı olan Razumihin dış görünüşü ile dikkat çekici, uzun boylu, zayıf, kapkara saçlı bir delikanlıdır. Neşeli ve saf olmasının yanı sıra oldukça akıllıdır.
Porfiri Petroviç
Sorgu yargıcı olan Porfiri Petroviç, Razumihin‘in akrabasıdır. 35 yaşlarında, ortadan biraz kısa boylu, tıknaz ve göbeklidir. Çok kısa kesilmiş saçlara, kocaman ve yuvarlak bir kafaya ve beyaz kirpiklere sahiptir. Bakışlarında canlılık ve alay vardır. Mesleği itibariyle oldukça kuşkucudur.
Golgotha’ya tırmanmak kolay değildir.
HİKAYE
Uzun zamandır kimselerle görüşmeyen, insanlardan kaçan Rodion Romanoviç Raskolnikov, o küçücük odasında düşünmek için bolca vakit harcıyordu. Hatta düşünmekten başka bir iş yapmıyordu. Ekonomik sıkıntıları sebebiyle okulunu bırakmış, odasının kirasını da uzun zamandır ödememiştir. Doğal olarak ev sahibi kadınla arası hiç iyi değildir, hatta ev sahibi kadın ona yemek dahi göndermemektedir. Hal böyle olunca Raskolnikov ekonomik sıkıntılarından kurtulmak, okuluna devam edebilmek ve geleceğe dair daha garanti adımlar atabilmek için çözümler düşünmektedir. Planlarken dahi korktuğu bir çözümü vardır aslında, daha önce de tanıştığı ve bir bit olarak gördüğü tefeci kocakarı Alyona İvanovna‘yı öldürmek ve paralarını çalmak.
Biliyor musun, bir şeyler var kafasında! Hiç değişmeyen, sürekli acı veren bir şeyler…
Alyona İvanovna, dara düşmüş insanların kapısını çaldığı yaşlı bir kadındır. Bu insanların biraz dahi olsa para edebilecek eşyalarını rehin alarak onlara değerinin çok az miktarında para verir. Eşyayı geri alabilmek içinse yüklü miktarda faiz ödemek gerekmektedir. Evinde üvey kardeşi Lizaveta İvanovna ile kalmaktadır. Raskolnikov bu cinayetin her adımını planlamak için Alyona İvanovna‘ya rehin bırakmak için baba yadigarı saatini götürür. Daha hayal ederken bile kendisini titremeler tutmaktadır. Rehin bıraktıktan sonra aldığı bir kaç rubleyle, düşüncelerini dağıtmak için meyhaneye gider. Meyhanede Marmeladov isminde sarhoş bir adamla tanışır. Marmeladov, Raskolnikov‘a büyük ilgi gösterir ve ona hayat hikayesini anlatır.
Yoksulluk ayıp değil, bir gerçek. Sarhoşluğun erdem olmadığı ise daha büyük bir gerçek. Ama sefillik, sayın bayım, sefillik yüzkarasıdır. Yoksullukta yaradılıştan gelen soylu duygularınızı koruyabilirsiniz, sefillikte ise asla!
Marfa Petrovna’nın Öfkesi
Dokuzuncu dereceden bir memur olan Marmeladov içki sevdası yüzünden, veremli karısı Katerina İvanovna‘nın kıyıya köşeye koyduğu paraları alıp evden kaçmıştır. Bu sayede zor bulduğu işinden de olmuştur. Beş gecedir dışarıda yattığını, kızı Sonya‘nın, üvey annesine ve çocuklarına bakabilmek için fahişelik yaptığını, karısına komşusunun dayak attığını ve daha bir çok şeyi anlatır. İçkiyi ise aşağılanmak ve acı duyabilmek için içtiğini söyler. Raskolnikov adamın anlattıklardan ve özellikle kızı Sonya‘ya duyduğu şefkatten etkilenir. Sonunda Raskolnikov‘un onu eve bırakmasını ister. Eve götürdüğünde karısı, Marmeladov‘u aşağılayıp döverken, Raskolnikov‘u da kovar. Raskolnikov buradan ayrılırken aileye acıyarak pencerelerinin önüne kalan son birkaç rublesini de bırakır.
… çağımızda bilim acımayı yasaklamıştır.
Raskolnikov eve döner. Annesi Pulheriya Aleksandrovna‘dan gelmiş olan mektubu haber alır ve heyecanla okur. Mektupta Raskolnikov‘un kardeşi, Dunya‘nın bir süredir mürebbiye olarak çalışmakta olduğu evin sahibi Bay Svidrigaylov‘un evli olmasına rağmen, genç Dunya‘ya göz koyduğundan hatta uzaklara kaçmayı teklif ettiğinden bahseder. Dunya, Bay Svidrigaylov‘a karşı hiçbir şey hissetmemesine ve teklifini reddetmesine rağmen Svidrigaylov‘un eşi Marfa Petrovna suçun genç kızda olduğunu zannederek, Dunya‘yı evden kovarak, çevreye rezil eder. Fakat daha sonra kocasının açıklamasıyla ve bir takım deliller göstermesiyle Dunya‘nın hiçbir suçu olmadığını, kocasının onu ayartmaya çalıştığını anlar.
Marfa Petrovna’nın Pişmanlığı
Çevreye Dunya‘yı rezil etmesinden dolayı pişmanlık duyar ve bu sefer de çevreye Dunya‘nın bir suçu olmadığını, onun ahlaklı bir kız olduğunu anlatır. Bunun üzerine Marfa Petrovna‘nın uzaktan akrabası olan kırk beş yaşındaki Pyotr Petroviç Lujin bu erdemli genç kızla evlenmek ister. Bu teklifini genç kıza ve annesine açar ve ailenin onayını alır. Fakat bu onayın altında başka nedenler vardır. Lujin‘in Petersburg’da avukatlık bürosu açacağı ve tek oğulları Raskolnikov‘un da hukuk okuduğu, okulunu bitirince avukat olabileceği göz önüne alınırsa Dunya‘nın bu evliliği kendi mutluluğundan ziyade ailesinin refahı için yaptığı anlaşılacaktır. Mektubun sonuna doğru Lujin‘in şuan Petersburg’da olduğu ve birkaç gün içinde Raskolnikov ile tanışmak için ziyaretine geleceğini, anne ve kızın ise köylerinden yola çıkıp Petersburg’a geleceğini öğrenir. Raskolnikov bu evliliğin kendisi için yapıldığının farkındadır ve engel olmaya kesinlikle kararlıdır.
Diyelim ki… evet, belki namuslu bir insansın, ama namuslu bir insanım diye övünülür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir?
Mektubu okumayı bitirince öfkelenip kendisini bu zehirli küçük odadan dışarı atar. Biraz dolaştıktan ve başına ilginç bir takım olaylar geldikten sonra akşam olur. O gece eve gitmek istemez ve bir süredir hasta olduğundan dolayı sıtmaya tutulmuş gibi titreyerek bir ağacın dibinde uyur. Uykusunda çok garip bir rüya görür. (Bu rüyaya ayrı bir bölümde değinilmiştir) Uyanıp eve giderken tesadüfen Lizaveta İvanovna‘yı görür ve konuşmasına kulak misafiri olur. Duyduğuna göre Lizaveta İvanovna yarın akşam saat 7 civarında evde olmayacaktır. Uzun zamandır beynini kemiren cinayet için, kuşkusuz kusursuz bir zamandır. Eve gidip hastalıklı derin bir uykuya yatar.
Ev… orada, o korkunç dolapta olgunlaşmamış mıydı bu düşünce kafasında?
Öfke Şiddet Doğurur
Raskolnikov uzun uykusundan saat 6 civarı uyanıyor. Kalktığı gibi paltosunun içine cinayet silahı olarak belirlediği balta için bir ilmek dikiyor. Kapıcı dairesinden de baltayı alan Raskolnikov planladığı gibi eve gidip kapıyı çalıyor. Alyona İvanovna akşam olduğu için temkinli davransa da Raskolnikov rehin getirdiğini söyleyerek içeri giriyor. Yaşlı kadının arkasını dönmesiyle baltanın arka tarafıyla kafasına vuruyor. Ardından hıncını alamayan Raskolnikov korkuyla iki kez daha vuruyor ve kadını oracıkta katlediyor. Titreyen elleriyle kadının boynundan anahtarı alıp içerideki odadaki sandıktan değerli zannettiği altınları, eşyaları ve az miktardaki parayı alıyor. Fakat içeriden sesler gelmesiyle irkiliyor. İçeri baktığında Lizaveta‘nın geldiğini görüyor ve artık geri dönemeyeceğinden onu da baltanın keskin tarafıyla öldürüyor. Gitmek üzereyken bir takım aksilikler çıkıyor fakat çeşitli yollarla atlatıp evine gidiyor ve paralarla eşyaları duvardaki oyuğun içine saklıyor. Üzerindeki delilleri temizleyerek kendisini yatağa atar.

İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar, bu kez belki daha mutsuz olur!..
Sabah Raskolnikov‘u kapıcı uyandırır. Karakoldan onu çağırdıklarını söyler. Raskolnikov korkuya kapılarak telaşlanır. Bir cesaretle karakola gider ve çağırma nedenlerinin ev sahibine olan borcundan dolayı olduğunu öğrenir. Rahatlamış olan Raskolnikov burada kendisine kaba davranan memurlarla tartışmaya girer. Karakolda komiser ve yardımcısının kocakarı cinayetiyle ilgili konuştuklarını duymasıyla başı döner, oracıkta düşüp bayılır. Ayıldığında komiser yardımcısı kendisine bir takım şüpheli sorular sorar. Küçük de olsa şüpheleri üstüne çekmiştir.
Bir Arkadaş
Eve giderek sakladığı paraları ve değerli eşyaları alarak nehre atmayı planlar fakat vazgeçer. Biraz dolaştıktan sonra bulduğu boş inşaat alanındaki büyük taşın altına gizler. Düşünceler içinde dolaşırken kendisini üniversiteden tek arkadaşı Razumihin‘in evinin yakınlarında bulur ve arkadaşına uğrar. Razumihin, Raskolnikov‘un üstündeki döküntülerden bir takım maddi sıkıntılar yaşadığını anlar. Ona daha öncede birkaç kez yaptıkları gibi çeviri işi önerir ve avans olarak birkaç ruble verir. Raskolnikov metini ve parayı alarak çıkıp gider fakat daha birkaç dakika olmadan geri döner, yazıyı ve parayı geri vererek, paraya ve kimseye ihtiyacı olmadığını söyleyerek Razumihin‘i telaşlandırır.
Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor…
Raskolnikov eve döndüğünde kendinden geçer ve bayılır. 4 gün boyunca baygın yatmaktadır. Uyandığında annesinden 35 ruble geldiğini öğrenir fakat önemsemez. Hastanın başında Razumihin ve Razumihin‘in doktor arkadaşı Zosimov bulunmaktadır. Doktorun muayenesi sonucunda biraz dinlenmesi gerektiğine karar verir. Fakat Raskolnikov yanında kimseyi istemez ve onlara soğuk davranır. Ertesi gün hasta yatağındayken odasına kibirli bakışlarıyla Lujin gelir ve tanışırlar. Raskolnikov, Lujin‘in küçümser tavırlarını ve iğneleyici sözleri üzerine onu tehdit eder ve evinden kovar.
Kişinin Yargıcı Vicdanıdır
Akşama doğru hasta yatağından kalkıp Razumihin‘e görünmeden gizlice dışarı çıkar ve meyhaneye gider. Orada karakol sekreteri Zamyatov‘u görür. Zamyatov ile daha önce Raskolnikov karakolda bayıldığında tanışma fırsatları olmuştu. Raskolnikov cinayet haberleri için geçmiş gazeteleri okurken masasına Zamyatov gelir. Cinayet üzerine konuşurlar. Raskolnikov cinayetin nasıl işlenmiş olabileceğiyle ilgili düşüncelerini alaylı bir biçimde Zamyatov‘a anlatır ve onu korkutur. Zaten şüphelenen Zamyatov iyice şüphelenmeye başlamıştır. Zamyatov‘un kafasını iyice karıştıran Raskolnikov meyhaneden ayrılır. Hummalı bir şekilde köprüye giderek intihar etmeyi düşünür fakat sudaki ölümü iğrenç bularak vazgeçer. Onun yerine karakola gidip teslim olmak ve tüm cezasını kabullenmek ister.
Karakola giderken cinayeti işlediği eve uğrar. Temizlik işçilerine yerdeki kanların nereye gittiğini sorar. Adamların şüphesi üzerine olayı gazeteden öğrendiğini ve evi kiralamak istediğinden bahseder. Fakat açıklaması işçileri ve kapıcıyı rahatlatmaz. Bunun üzerine Raskolnikov onları birlikte karakola gitmeye davet eder. Adamlar yankesici sanarak Raskolnikov‘u oradan kovarlar. Teslim olmak için karakola gitmek üzere sokakta yürürken bir kalabalık dikkatini çeker. Biraz yaklaşınca at arabasının ezdiği Marmeladov‘u görür. Tüm göğsü paramparça olan Marmeladov çok kötü durumda yerde yatmaktadır.
Raskolnikov orada bulunan polislerden Marmeladov‘u eve kadar taşımalarını ve ücretlerini kendisinin vereceğini bildirir. Eve götürdüklerinde doktor çağırmalarını ve yine ücretini kendisinin vereceğini özellikle bildirir. Doktor kontrol ettiğinde Marmeladov‘un birazdan öleceğini söyler. Katerina İvanovna, üvey kızı Sonya‘yı çağırtır. Sonya geldiğinde babası onun kucağında ölür. Raskolnikov üzgün bir biçimde Katerina İvanovna‘ya cenaze işlemlerini kendisinin karşılayacağını söyleyerek bir miktar para verir. Sonya‘yı ilk defa görmesine rağmen bir şeylerin onu Sonya‘ya çektiğini fark eder. Teslim olmaktan vazgeçer ve evine gider.
Binlerce verstlik bir uzaklıktan bakıyor gibiyim size…

Korku ve Üzüntülerin Ürünü Bir Hastalık
Pulheriya Aleksandrovna ve Dunya, Petersburg’a gelmiş ve Raskolnikov‘un evinde onu beklemektedirler. Raskolnikov geldiğinde sanki onları hiç beklemediğini fark eder. Annesinin ve kız kardeşinin, yanında olmalarından acı duyar ve onlara soğuk davranır. Onların yanında da bayılarak annesini telaşlandırır. Ailesinin bu kadar üzerine düşmesinden dolayı sinirlenir ve yalnız kalmak istediğini söyleyerek onları Razumihin‘le birlikte gönderir. Razumihin onları sakinleştirir. Doktoru ailenin yanına getirerek bir nebze de olsa rahatlatır. Doktorun, Raskolnikov‘un hastalığına ilişkin tanısı ”maddi ve manevi pek çok karmaşık etkenlerin, bir takım düşüncelerden kaynaklanan korku ve üzüntülerin ürünü bir hastalık” olduğuna ilişkindir. Bunun yanı sıra Razumihin, Dunya‘nın güzelliği karşısında büyülenmiştir.
Ailesinin gelmesiyle kendisini daha büyük bir çıkmazın içerisinde bulan Raskolnikov bir yandan Lujin ile Dunya‘nın ilişkisine engel olmak diğer yandan da Petersburg’a gelen Bay Svidrigaylov‘un Dunya‘yı rahatsız etmesine engel olmaya çalışacaktır. Sorgu yargıcı Porfiri Petroviç‘in de kendisiyle görüşmek istemesi üzerine olaylar daha bir karışacak ve Raskolnikov onu anlayabilecek tek kişi olan Sonya ile acılarını birleştirecektir. Fakat acısı paylaştıkça azalmayacak, daha fazla ızdırap duyacaktır. İntihar etmek, teslim olmak yada kaçmak, seçenekleri arasından seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Kocakarı yalnızca bir hastalıktı… Ben onu bir an önce aşıp gelmek istedim. Ben bir insan öldürmedim, bir ilkeyi öldürdüm! Evet, bir ilkeyi öldürdüm, ama üstünden aşıp ötesine geçemedim, bu yanda kaldım…
RASKOLNİKOV’UN DÜŞÜNCESİ
Raskolnikov küçük odasında kaldığı süre içerisinde daha önce de bahsettiğim gibi düşünmek için bolca vakti olmuştur. Öne sürdüğü fikir insanların ikiye ayrıldığı; birinci bölümdekiler sıradan insanlardır. Görevleri kendileri gibi olanları çoğaltmak ve yasalara uymaktır. Uysal ve tutuculardır. İkinci bölümdeki insanlara ne kadar isyan etseler de zamanı gelince onlara taparlar. Fakat bu zaman genelde ikinci bölümdeki insanlara kıydıklarından sonra olur. İkinci bölümdekiler ise; olağanüstü insanlardır. Kendilerinde yasa çiğneme hakkı bulurlar, daha iyi şeyler adına gerektiğinde kendilerinde öldürme hakkını dahi bulurlar.

Bazılarının birinci bölümdeki kitleler tarafından başları vurulur.İkinci bölümdekiler kan akıtsalar bile vicdanları rahattır çünkü bunu ülküleri adına yaparlar. İnsanlığa yararlı katkılar yapabilmek adına karşılarına çıkan engelleri, bu engel yüzlerce, binlerce insan olsa da gönül rahatlığıyla ortadan kaldırma hakkını kendilerine verirler. Raskolnikov da kendisini ikinci bölümde görüp kocakarıyı ortadan kaldırıp, çevresindeki insanlara yarar sağlamak, ailesine yük olmamak, okulunu bitirebilmek ve gelecekte önemli adımlar atabilmek için kendinde bu hakkı görüp, öldürme cesaretini gösterdi. Fakat her şey beklediği gibi olmadı.
Ne çaldığı paralara el sürmüştü ne de onları saymıştı. Kaç para aldığından haberi bile yoktu. Ona asıl acı veren nokta o sadece öldürmüştü fakat daha ileriye gidememişti. Kendi sözleri üzerine Napolyon‘u örnek göstererek onun gibi olmak istiyordu. Kocakarıyı ise bir bit olarak görüyordu. Fakat gördü ki Napolyon olmak isterken, kocakarı gibi bit olmuştu.
Şampanya gibi kan dökenler Capitol’de taç giyip insanlığın kurtarıcıları olarak kutsanmışlardı! Çevrene daha bir dikkatli bak bakalım! Ben de iyilik etmek istemiştim insanlara! Hem yaptığım bu bir tek aptalca şeye karşı yüzlerce, binlerce iyi ve güzel şey yapabilirdim… Doğrudan doğruya, beceriksizlik… Çünkü, başarısızlığa uğramazdan önce, hiç de şu anda göründüğü gibi aptalca görünmüyordu yaptığım iş. Başarısızlığa uğradı mı, her şey aptalcadır!
RASKOLNİKOV’UN RÜYASI
Rodion Romanoviç Raskolnikov hastalıklı bir biçimde ağacın dibinde uyurken kendisine çok garip gelen bir rüya görür. Rüyasında henüz küçük bir çocuktur ve babasının elinden tutarak bir meyhanenin önünden geçerler. Meyhaneden sarhoş olarak çıkan adam, güçsüz, cılız bir atın çektiği arabasının üstüne binerek çevredeki insanları da binmeye davet etmektedir. Hayvana çok sinirli olduğu bellidir. Onun sadece samanını ziyan ettiğinden hiçbir iş yapmadığından şikayetçidir. Çevredeki bazı insanlar gülüşerek arabaya binerler. Fakat çoğu da bu zayıf atın onları çekemeyeceğini bilmektedirler.

Atın sahibi, ata üst üste kırbaç darbeleri indirerek haykırır. At kımıldamaya çalışmasına rağmen gücü yetmez. Çevredeki bazı insanlar atın sahibini kınar. Fakat atın sahibi at benim diyerek kendisini savunur. Yetmezmiş gibi daha fazla insanın binmesini ister ve istediğini alır. Atın onca kırbaç darbesine rağmen yıkılmaması adamı çıldırtır. Arabasından demir küsküyü alarak zavallı atın sırtına vurur. Bu sırada çevredekiler de sopalarla, kırbaçlarla ata vurmaya devam etmektedir. Demir küsküyü ikinci kez sırtına yiyen at yere yığılır. Zayıf bir şekilde soluyarak son nefesini verir. Raskolnikov babasının elinden kurtulup atın yanına koşarak, atın kan içerisindeki başına sarılıp, gözlerinden, dudaklarından öpmeye başlar. Öfkeyle yerinden fırlayarak atın sahibine saldırır, fakat babası ona engel olur ve uyanır.
Bence, gerçekten büyük insanlar, büyük acılar çekmek zorundadırlar.
Burada Nietzsche‘nin hayatında yaşadığı iddia edilen bir olaydan bahsetmek istiyorum. Söylentiye göre Nietzsche şehir meydanında yürürken zayıf bir atın kırbaçlandığını ve tıpkı Raskolnikov‘un rüyasında olduğu gibi yıkılmadığını görür. Fakat atın sahibi kırbaç darbelerini arttırınca at yıkılarak ölür. Nietzsche bunun üzerine koşarak atın sahibini durdurur ve atın yanına kıvrılıp gözlerinin içine bakarak ağlar. O sırada beyin humması geçirerek akıl sağlığını kaybeder. Bu olaydan itibaren bir süre konuşmayı keser ve akıl hastanesine yatırılır.
SON SÖZ
Tüm Dostoyevski romanlarının içerisinde Suç ve Ceza benim için apayrı bir noktadadır. Dostoyevski ile ilk tanıştığım romandır. Bende bıraktığı etkilerle tüm Dostoyevski romanlarını bitirmeme sebep olmuştur. Kısacası benim en kıymetlimdir. Suç ve Ceza içerisindeki betimlemelerle, Petersburg’un o soğuk sokaklarında, adeta Raskolnikov ile beraber dolaşırsınız. Raskolnikov ile soğuktan üşür, onunla titrersiniz, hele bir de kış aylarında okuyorsanız tamamıyle romanın içine girerseniz. -Benim böyle olmuştu, eseri ilk okuduğum zamanlarda Ankara kışı yaşıyordu ve şanslıydım ki, kar ara sıra yağarak kendisini hatırlatıyordu.- Dostoyevski‘nin diğer tüm romanları gibi bu romanındaki karakterlerinde de bir insanın içinde hem kötülük hem de iyilik olabileceğini, yani kimsenin safi kötü olamayacağını görürüz. Bir insan iki kişiyi öldürüp, katil olmasına rağmen iyi birisi olabilir mi? diye sorabilirsiniz. Kitabın asıl olayı da bu soruda gizlidir. Size yargılamayı bir kenara bıraktırarak anlamayı öğretir, ki bunu hayatınızda da uygulayabilirseniz ne mutlu size.
Eğri şamdanda çoktan sönmeye yüz tutan mum, bu perişan odada, bu ölümsüz kitabı okumak için çok tuhaf bir biçimde bir araya gelen bu katille fahişeyi donuk bir biçimde aydınlatıyordu.
Okuyun ve Mümkünse Okutun
Kitabı bitirince Raskolnikov eğer Sonya ile tanışmamış olsaydı, Raskolnikov‘un sonu nasıl olurdu diye düşündüm. Bence eğer Sonya‘yı bulamasaydı kesinlikle kendi hayatına son verirdi. Çünkü ülküsü yerle bir olmuş dayanacağı hiçbir şey kalmamıştı. Saplanıp kaldığı o yüce düşünce kendisini kapsamıyordu. Artık ömrü boyunca acı çekmeye mahkumdu. Sonya ile acısını paylaştı, birbirlerini anlayıp, acıları karşısında yerlere kapandılar. Tüm insanlığın çektiği acılar için ağladılar. Sonya sayesinde bir zamanlar inkar ettiği tanrısını hatırladı ve tapınmaya başladı. Benim düşünceme göre romanın bir diğer kahramanı olan Svidrigaylov, tam da Raskolnikov‘un Sonya‘sız haliydi.
Kendimi sonsuzcasına mahvettim!
Son olarak Suç ve Ceza hakkında şunları söylemek isterim ki; kesinlikle herkesin en az bir kez okuması gereken bir başyapıt. Rus ve Dünya Edebiyatının en önemli eserlerinden birisi ve belki de zirvesi. En azından benim için şuan öyle. Bazı eserler vardır sadece sevdiklerinize önerirsiniz bazıları da vardır ki herkesin bu eserden faydalanmasını istersiniz. Suç ve Ceza da herkesin faydalanması gereken bir kaynak. Bu yüzden Suç ve Ceza gibi kaynaktan doya doya beslenmenizi tavsiye ederim. Zannediyorum ki, daha fazla söz söylemeye lüzum yok, okuyun ve mümkünse okutun.
İlgili Diğer İçerikler
Daha Fazla İnceleme
Those Who Wish Me Dead İncelemesi
Those Who Wish Me Dead vicdani olarak geçmişinden azap çeken bir kadının, suikastçıların hedefindeki küçük bir çocuğa yardım etmesini konu …
Awake İncelemesi
İnsanlık uyku yeteneğini tamamen kaybederse ne olur? Yönetmen Mark Raso bu sorunun cevabını bizlere oldukça karanlık ve kaotik bir dünyayla …
Primer İncelemesi
Primer düşük bütçesi ve kısıtlı oyuncu kadrosuna rağmen senaryosuyla izleyenlerin zorlanacağı fakat bir o kadar da takdir edeceği bir yapım …